Yerebatan Sarnıcı ağlıyor
Tarihi Yarımada’ya geçtiğimiz hafta yaptığım gezi sırasında İstanbul’da beni en çok etkileyen mekanlardan biri olan Yerebatan Sarnıcı’nı (Bazilika Sarnıcı) da ziyaret ettim.
Bizans İmparatoru I. Justinianus’un (527-565) yaptırdığı sarnıç, bence İstanbul’un en mistik yapılarından biridir; kapıdan girer girmez 336 dev sütun, tüm heybetiyle ziyaretçilerini selamlar.
Pagan dönemi tapınaklarından toplanan sütunlarla inşa edilen ve adeta mermerden bir ormandaymış hissi veren sarnıçta hiç kuşkusuz en ilgi çekenler; Medusa Başı’nın bulunduğu sütun ile Gözyaşı Sütunu’dur.
Bu büyülü mekanda gezerken zaman kavramını kaybedebilirsiniz.
Böylesi bir yapının, atadan kalma sırça bir eşya gibi özenle korunması gerektiğini düşünüyorum.
![]() |
Yerebatan Sarnıcı |
Gelin görün ki, tarihi yapının bugünkü hali içler acısı. Sarnıcın girişinde kurulan platforma bir taht yerleştirilmiş. Ziyaretçiler, bu tahta kurulup Osmanlı sultanları gibi poz verebiliyor. Fonda ise tasavvuf müziği var. Bu müzik tarzına lafım yok, bilakis çok severim ancak mekanın ruhuna hiç uymuyor.
Medusa Başı’nın bulunduğu bölümdeki korkuluklar restore edilip beton bloklarla set oluşturulmuş. 1450 yıl öncenin mühendis ve mimarlarının estetik kaygıları da gözeterek inşa ettiği binanın bugün TOKİ anlayışıyla desteklenmesi kaygı verici.
Bu kararı verip uygulayanların, bakanları taşa çevirdiğine inanılan Medusa’nın gazabından korkmaları gerekiyor.
![]() |
Beton bloklarla desteklenmiş korkuluklar. |
Yorumlar
Yorum Gönder